BASIN METNİMİZİN TAMAMI
Değerli Basın Mensupları sevgili sağlık çalışanları;
Hürriyet Sağlık-Sen olarak 2022 yılı Mayıs ayında Sağlık ve sosyal hizmet kollarında adeta bir yığınak haline gelmiş onlarca sorunun çözümü için gülümseyin geliyoruz diyerek yola çıktık ve 5 ay gibi kısa sürede ülkemizin en büyük sendikaları arasında yerimizi çoktan aldık.
Hepimizin çok acı bir şekilde yaşadığı Covid-19 salgını döneminde bile ne kadar değerli bir hizmet sunduğu hepimizce aşikar olan sağlık çalışanlarının kıymeti ne yazık ki bu dönemde dahi bilinememiştir. Hürriyet Sağlık-Sen olarak insan onuruna yaraşır çalışma koşulları, sosyal ve ekonomik hakların elde edildiği günlerin artık gelmesi için işte buradayız. Sahadayız, alanlardayız.
Ve biz görüyoruz ki;
Sağlık çalışanları her geçen gün artan iş yükü altında ezilirken ekonomik olarak da büyük kayıplar yaşamaktadır. Sürekli artan fahiş enflasyona rağmen maaşına zam almak yerine yüksek vergiler ve yapılan kesintilerle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Biz her bir kuruşu emekliliğe yansıtılan tek ödeme dedikçe sağlık bakanlığı gittikçe parçalara ayırdığı sözde çok ama özde sadaka gibi küçük ödemlerle sağlık çalışanını perişan etmeye devam etmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi bir de artan vergi dilimleri sebebi ile yapılan kesintiler bu perişanlığı daha da artırmaktadır. Bu sebeple Acilen gelir vergisi sabitlenmeli bu kesintilere dur denmelidir.
Ağustos ayında uygulanmaya başlayan tabiri caizse ucube ek ödeme yönetmeliği ile teşvik, taban, sabit adı altında yapılan çok parçalı ödemeler, sorunu çözmekten uzak yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Adaletten ve hakkaniyetten uzak, çalışma barışını bozan, sağlık çalışanları arasında ücret eşitsizliği arttıran bu ödeme yönetmeliği kaldırılmalı tek kalem ve tamamımın emekliliğe yansıtıldığı maaş sistemi hayata geçirilmelidir. Hürriyet Sağlık Sen bu yönetmeliği yargıya taşımış ve sonuna kadar da bunun mücadelesini sürdürecektir.
Aynı şekilde Aile Hekimliği Ek ödeme yönetmeliği ile hayata geçirilin ödeme sisteminde de durum farklı değildir. Zaten bir sağlık merkezinden çok ticarethane gibi görülen aile sağlığı merkezlerinde sözde derman olması gereken bu yönetmelik sağlık çalışanının sağlık bakanlığın gözünde ne kadar değersiz görüldüğünü ortaya tüm çıplaklığı ile koymuştur. Bu yönetmelik de sendikamız tarafından iptali amacıyla yargıya taşınmıştır.
Tek sorun tabi ki ek ödeme değildir. Son zamanların en güncel gündemi olan promosyonlar konusunda işin içine sağlık bakanlığını gayri resmi bir şekilde müdahil olması ile adeta yılan hikayesine dönmüştür. Sağlık bakanlığı dışındaki kurumlarda örneklerde de gördüğümüz üzere 45 ile 50 bin TL gibi rakamlarla ortalama 3 yıllık yapılan maaş promosyon sözleşmesi sağlık bakanlığı tarafından bunun yarısının da altında bir rakam ile bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmak üzeredir. Sağlık bakanlığı tek bir kamu bankası ile yürüttüğü müzakerelere bilhassa özel bankaların da dahil edilmeyişi ile bankalar arası rekabeti engellenmesinin yanı sıra her zaman ve her işte olduğu gibi sağlık çalışanlarının aleyhine olacak olmasını hiç umursamamaktadır. Sağlık bakanlığının asıl işi çalışanını mağdur etmek değildir. Ayrıca sağlık çalışanlar arasında farklı promosyon tutarları da kabul edilemez. Her sağlık çalışanı eşit şekilde aynı miktarda promosyon tutarı almalıdır. Hürriyet Sağlık-Sen olarak bu konuda son sözümüz tüm sağlık bakanlığı çalışanları için en fazla 36 ay vadeli sözleşme ve en az 50 BİN TL promosyon ödemesinin yapılmasıdır. Bu tutarın kalan kısmı için her yılın sonunda enflasyon farkı oranında iyileştirme yapılaması da taleplerimiz arasındadır. Ve promosyon ödemeleri ilk ayda ve tek seferde hesaplara yatırılmalıdır.
Önemli diğer sorunlardan biri ise sağlıkta sözleşmeli idarecilik konusudur. Bir an önce sözleşmeli yöneticilik oyunundan vazgeçilmelidir. Bu uygulama bugüne kadar yandaşlıktan öteye gidememiştir. Sözleşmeli idarecilerin çoğu ya sendika yöneticisi ya da sendika temsilcisi olarak da görev yapmaktadır. Her çalışanına eşit mesafede olması gereken sendikalı yöneticiler kendi üyelerine ayrıcalık yaparken kendisinden olmayan üyelere mobbing uygulamaktadır. Kendisinden olmayan sendikaların ise 4688 sayılı kanuna göre sendikal haklarını engellemektedir.
Ayrıca bir de 5510 diye bir sorunumuz vardır. Böyle bir kanunun varlığından çoğu çalışanın haberi bile yoktur. 5510 sayılı kanun ile devlet mamurları 2008 yılından önce ve sonra göreve başlayan diye adet ikiye ayrılmıştır. Aynı koşullarda aynı işi yapan insanlar nasıl olur da iki ayrı hukuka göre muamele görür. İkisi de aynı insan, aynı işi yapan, aynı çalışan değil midir? Bu çağda bu çağ dışı adaletsizliği kabul etmiyoruz ve bire an önce ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılmalı ve memurlar arasındaki bu ayrım ortadan kaldırılmalıdır.
Görüldüğü üzere Sağlık Bakanlığı sorunlara sadece bakmakta çözüm üretmemekte sadece belirli bir meslek grubunun bakanlığı gibi çalışmaktadır. Sağlık bakanlığı sorunlara kayıtsız kalmamalı tüm branşların bakanlığı olduğunu hatırlamalı ve adaleti sağlamalıdır.
Hürriyet Sağlık Sen bu sorunlara çözüm olmak sağlık çalışanlarının yüzünü güldürmek için mücadelesini yılmadan sürdürecektir. Onun için diyoruz ki artık gerçek bir sendika var ve Gülümseyin Geliyoruz.
Siz değerli basın mensupları ve kıymetli misafirlerimize bu basın açıklamamıza gösterdiğiniz katılım ve ilginiz için şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkür ediyorum.
Erdoğan ÇAKMAK
Hürriyet Sağlık-Sen
Genel Başkanı